Bu çalismada dokuz tane örten çift yildiz sisteminin eksen dönmesi ve isik-zaman etkisi, (O-C) analizi kullanilarak incelenmistir. Analizlerden eksen dönmesi parametreleri ve çift sisteme bagli muhtemel üçüncü cisme iliskin parametreler belirlenmistir. Dokuz sistem arasinda en kisa eksen dönmesi dönemine sahip olan sistemin U Oph oldugu bulunmustur (U= 19.7 ± 1.2 yil). Bu çalismada incelenen sistemler için, sistemlere çekimsel bagli muhtemel üçüncü cisimlerin kütleleri, i= 90 derece varsayimi altinda, 0.09 – 4.97 M? araliginda hesaplanmistir. Eksen dönmesine sebep olan fiziksel süreçlerin, gözlenen eksen dönmesi hizina olan katkilari da hesaplanmistir. Gözlenen eksen dönmesine en büyük katkinin (RR Lyn ve V889 Aql disinda) bilesen yildizlarin eksenleri etrafinda dönmesi ve karsilikli çekim nedeniyle olusturduklari basiklik etkilerden geldigi görülmüstür. RR Lyn ve V889 Aql sistemlerinde ise eksen dönmesine genel göreliligin katkisinin daha büyük oldugu bulunmustur. Diger sistemlerde ise bu etkinin katkisinin %1 ile %13 arasinda oldugu hesaplanmistir. Dokuz sistem için gözlenen eksen dönmesine üçüncü cisim nedeniyle olusan etkinin diger etkiler yaninda ihmal edilebilir büyüklükte oldugu belirlenmistir.

Bu çalismada Agri Eleskirt yöresinden örneklenen 10 toprakta serada, vermikompost uygulamasinin [V1 (0), V2 (%0.2), V3 (%0.6)] misirin gelisme ve makro element içerigine etkisi arastirilmistir. Vermikompost uygulamasinin V2 dozunda (%0.2) bitki azot alimi (%1.515 N) en yüksek; V1 dozunda (0) sodyum (%0.504 Na) ve potasyum (%2.186 K) en yüksek, bitki magnezyum alimi ise V3 dozunda (%0.6) en yüksek (%4.204 Mg) bulunmustur. Toprak örnekleri ve vermikompost uygulamasinin makro besin alimi etkilesimleri çok önemli fark göstermistir. Makro besin elementi aliminda bu etki toprak x vermikompost uygulama desenine bagli olarak (6×0, 5×1, 3×0, 9×0 ve 2×1) sirasiyla; %0.102 P, %1.887 N, %2.777 K, %0.290 Ca, %9.524 Mg ve %1.464 Na en yüksek etkiyi göstermistir. Istatistiksel analizler, toprak ve vermikompost uygulamasinin bitki makro element alimi üzerinde çok önemli etkisinin oldugunu göstermistir Ayrica bu çalismada kullanilan vermikompostun yüksek tuz içerigine de dikkat çekilmistir.

In this study, it is aimed to determine the egg consumption behaviors of consumers in Bursa. For this purpose, data obtained from face-to-face surveys with 460 people determined by simple random sampling from citizens residing in Bursa province in 2021 were used. It was revealed that 30% of families consume 10-15 eggs, 27% consume 20 or more eggs, 25.7% consume 15-20 eggs, and 17% consume 5-10 eggs per week. In the research, 47% of consumers preferred medium and 47% large eggs. At the same time, 55% of the consumers stated that the packaging style affects their purchasing preferences, whereas 45% stated that it did not. In the research, 31.3% of the consumers stated that they preferred brown-shelled eggs and 22.6% of them preferred white-shelled eggs. On the other hand, it was determined that the color of the eggshell was not effective in the purchasing preference of 46.1% of the consumers. Also, 69.6% of consumers stated that the color of egg yolk was effective in their preferences and 72.4% of them stated that they preferred dark yolk eggs. While 57% of consumers stated that covid-19 cases did not affect egg consumption, 26.1% stated that egg consumption increased.

Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Laboratuvarinda 2022 yilinda yürütülen bu çalismada tuz stresi altindaki arpa çesitlerinde salisilik asit uygulamalarinin çimlenme ve tohum özellikleri üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmistir. Bitki materyali olarak 3 farkli arpa çesidi (Larende, Beysehir, Kral) kullanilmistir. Dört farkli tuz konsantrasyonu (0-50-100-150 mM) ve dört farkli salisilik asit konsantrasyonu (0-0.25-0.5-1 mM) arpa tohumlarina uygulanmistir. Arastirma, tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme desenine göre üç tekrarli olarak yürütülmüstür. Arastirmada çimlenme orani (%), çimlenme süresi (gün), toplam yas ve kuru agirliK (g), radikula yas ve kuru agirligi (g), koleoptil yas ve kuru agirligi (g), radikula uzunluk (mm) ve koleoptil uzunluk (mm) degerleri hesaplanmistir. Çalisma sonucunda tüm uygulamalarda en iyi sonuç veren çesitler Larende ve Beysehir arpa çesitleri olmustur. Tuz dozlarinin artmasiyla birlikte hemen hemen incelenen tüm parametrelerde olumsuz yönde degisiklikler meydana gelmis, salisilik asit uygulamalariyla ile bu olumsuz degisiklikler tamamen ortadan kaldirilamasa da etkileri azaltilmistir. Tuzun özellikle 150 mM dozu en kritik degisikliklerin meydana geldigi tuz dozu olarak belirlenmistir.

Bu çalismada bitkisel bir atik olan Diospyros kaki L. (Trabzon hurmasi) meyve kabuklarinin biyoaktif özelliklerinin belirlenmesi amaci ile hazirlanan metanol, etanol ve su ekstraktlari kullanilarak antimikrobiyal ve antioksidan kapasiteleri incelenmistir. Çalisilan örneklerin katalitik aktivitesinin incelenmesi amaciyla sucul ortamlarda yaygin olarak bulunan endüstriyel kökenli metilen mavisi boyasinin sodyum borhidrür (NaBH4) varliginda indirgenmesi degerlendirilmistir ve sonuçlar UV-Visible Spektrofotometresinde (UV-Vis) izlenmistir. GC-MS analizi ile meyve kabugunun yapisinda bulunan bilesenler belirlenmistir. Çalisma sonucunda en yüksek antimikrobiyal etki etanol, en düsük antimikrobiyal etki ise su ekstraktinda görülmüstür. GC-MS analizi sonucuna göre meyve kabugu %50 oraninda yag türevli bilesenler içermektedir. En yüksek oranda bulunan bilesen %26,89 ile Octadecanoic acid, 2,3-dihydroxypropyl ester, en düsük bulunan ise 0,86’lik oran ile Docosane isimli bir alkandir. Çalisilan örnekler arasinda en yüksek ve en düsük fenolik asit ile FRAP içerigi sirasiyla su ve etanol ekstraktlarindan elde edilmistir. Metanol ekstrakti en yüksek DPPH radikalini süpürme yüzdesi degerine sahipken, en düsük deger etanol ekstraktinda tespit edilmistir. Kataliz reaksiyonlarinda ise su örneklerinin metilen mavisi boyasini indirgeyerek çok kisa bir süre içerisinde boya rengini açtigi belirlenmistir.

Plant tissue culture techniques have a widespread usage in rapid, easy and continuous propagation of bulbous and tuberous plants, called geophytes. The genus Galanthus (commonly called snowdrops), perennial bulbiferous geophytes belonging the Amaryllidaceae family, contain several high-value alkaloids with pharmaceutical use to treat Alzheimer’s disease. The objective of this study was to assess the effect of photoperiod, plant growth regulators and explant size on in vitro bulblet formation in snowdrop (Galanthus woronowii). Bulb twin-scale explants were cultured on MS medium containing different combinations of BAP with various concentrations of NAA, IAA and IBA under 16/8 h light/dark and 24 h dark conditions. Effect of plant growth regulators was significant on the number of bulblet, bulblet diameter, bulblet weight, and the number of bulblet bigger than 5 mm in diameter. Continuous dark application resulted in highly significant increases in bulblet formation, as compared to light treatment. The maximum number of bulblet (4.83) was recorded from 4-piece explants treated with 2 mg l-1 BAP+0.1 mg l-1 NAA hormone combination kept in 24 h dark condition. Dark treatment resulted in an increase of 57.33% in the number of bulblet bigger than 5 mm in diameter. Explant size showed no effect on any of the attributes studied. In conclusion, this study revealed that 24 h dark treatment has a very important positive effect on in vitro bulblet formation in snowdrop.

In this study, it is explained how the Richards model, which is one of the sigmoid growth models, is transformed into a mechanical model with biologically significant parameters such as maximum growth value, lag time and maximum specific growth rate. Detail transformations of the Richards growth model containing 4 parameters with biologically significant parameters calculated with the help of the first and second derivatives were given. In order to test the accuracy of this model, the model prediction values were analyzed by using the height data of the E. Camaldulensis Dehn tree by years. The estimated values of the biologically significant parameters of Richards growth model containing 4 parameters were compared with the estimated values of the modified Gompertz, Logistic and Bertalanffy models containing the other 3 parameters. Error Sum of Squares, Coefficients of Determination and Akaike Information Criteria were used as model evaluation criteria for all proposed models, and it was concluded that the Richards growth model containing 4-parameters predicted relatively better than other models.

Isolation of unicellular cyanobacteria as pure cultures were carried out from the water samples collected from Uzungöl and Cernek lakes in Kizilirmak delta, Bafra, Samsun. Diluted water samples were spread onto a solid BG11 medium which was positively selective for cyanobacteria and isolated single colonies were observed after incubation under continuous light. Twenty colonies composed of unicellular cells were selected as unicellular isolates. These single colonies from each isolates were transferred into a liquid BG11 medium to grow as liquid cultures under continuous light. Characteristics of the cells in liquid cultures of each isolate were used to identify subsection and form-genus of Cyanobacteria they might be included. The results showed that all the isolates were settled in Subsection 1 and form-genus Synechococcus. To support this identification, genomic DNAs were isolated from each of the isolates, 16S rRNA gene regions were amplified, and each amplicon was digested with EcoRI. Restriction fragment lengths were found to be consistent with those of the standard cyanobacterial strain Synechococcus sp. PCC7942. Since restriction fragment lengths and cultural characteristics were consistent, all the isolates were, therefore, evaluated to be included into Subsection 1 and form-genus Synechococcus.

Çalisma Erysiphe corylacearum U.Braun & S.Takam’un neden oldugu külleme hastaliginin uzun süreli depolama kosullarinda findikta bazi iç bozukluklari ile kalite parametrelerine etkisini belirlemek amaciyla yürütülmüstür. Bu kapsamda findikta küflü iç, çürük iç, göbek boslugunda kahverengi leke (GBKL), lekeli iç, gizli küf gibi iç bozukluklarinin görülme oranlari ile kuru madde, yag, serbest yag asitligi, peroksit sayisi, antioksidan kapasitesi ve yag asidi kompozisyonu konulari ele alinmistir. Külleme hastaligina karsi kimyasal mücadele yapilmis ve etkili kontrol saglanmis findik parsellerinden alinan findiklar ile mücadele yapilmamis ve hastalik siddetinin yüksek oldugu parsellerden alinan findiklar 22-24 aylik bir depolama sonucunda belirtilen bu özellikler yönünden incelenmis ve birbirleriyle karsilastirilmistir. Ayrica iç bozukluklari ile ilgili funguslar tespit edilmistir. Çalisma sonucunda küflü iç degerleri ve yag asitlerinden linoleik asit degerleri haricindeki degerlerin külleme hastaligi mücadelesine bagli olarak degismedigi belirlenmistir. Kusurlu iç findiklardan Aspergillus spp. (%79.07), Cladosporium spp. (%9.30), Alternaria spp. (%3.49), Trichothecium roseum (Pers.) Link (%3.49), Rhizopus spp. (%2.33) Penicillium sp. (%1.16) ve Phomopsis sp. (%1.16) izole edilmistir.